
İLİŞKİLERİN YIKICI DİNAMİĞİ
Doç. Dr. Şafak Nakajima
Herhangi bir ilişkide iki tür insana rastlanabilir:
• Aşırı işlevsel
• Yetersiz işlevsel
İkisi arasındaki güç dengesizliği, birçok ilişkinin yıkımına yol açar.
Bu az bilinen kavramları tanımanızın, ilişki dinamiklerinizi anlamanıza büyük katkıda bulunacağına inanıyorum.
İşlevsellikten kastım, karar verme, zamanı yönetme, sorumlulukları yerine getirme ve stresle başa çıkma gibi alanlarda yaşamı yönetme yeteneğimizdir.
Yeterince işlevsel insan düşünerek karar alır, sorumluluklarını bilir, yapması gerekenleri ertelemeden zamanında hayata geçirir ama kendi payına düşenden fazla sorumluluk üstlenmez.
Yetersiz işlevsel insansa karar verme, üstlendiği rolü yerine getirme ve yaşamını yönetme konusunda başkalarına güvenir, hedeflerini sürdürmede sorunlar yaşar.
Kendi kendini sabote eder, yapması gereken en basit işler için bile yardıma ihtiyaç duyar, TV, telefon veya bilgisayar oyunlarıyla vakit öldürür.
Genellikle başkaları tarafından, ''yüksek potansiyeli olan ama bunu kullanamayan'' biri olarak görülür.
Tembeldir ve motivasyonu düşüktür.
Yaşına göre olgunlaşmamış olduğu için, özel ve iş yaşamında başarısızdır.
Akıllıca olmayan eğitim, meslek ve partner seçimleri yapar.
Aşırı korumacı, fazla müsamahakâr bir ailede yetişip her şeyin kendi adına başkaları tarafından yapılmasına alışmış bireylerde yetersiz işlevselliğe daha sık rastlanır.
Bu insanlar genellikle ileride de, başarısızlıkları nedeniyle ailelerinden orantısız ilgi görür; maddi manevi tüm kaynaklar kendilerine yöneltilir ama yine de "sorunlu kişi" olmayı sürdürürler.
İlginç bir biçimde neredeyse her zaman, yetersiz işlevsel bir kişi, aşırı işlevsel biriyle bir aradadır veya bu kişi tarafından desteklenir.
Aşırı işlevseller yaşamda % 100 den fazla sorumluluk alan insanlardır.
‘’%100 den fazla’’ da ne demek diye sorabilirsiniz!
%100’ü kendisinin, fazlası ise yetersiz işlevselin sorumluluklarıdır.
Aşırı işlevsel kişiler hiçbir şeyi hafife almayan, ayrıntılara odaklı, organize ve sorumluluk duygusu gelişmiş kişilerdir.
Bu insanları nitelikli ve güvenilir çalışanlar, partnerler ve ebeveynler olarak tanırız.
Aşırı işlevselliğin klasik özellikleri arasında başka bir kişinin yaşamına ve sorunlarına aşırı odaklanma, onun için en doğru olanı bildiğine inanma, istemesine fırsat vermeden tavsiye veya yardım sunma, sorumluluklarını üstlenme, her şeyi ve herkesi düzeltmeye çalışma, yaptıkları takdir edilmediğinde veya yetersiz kişi değişmediğinde öfke duyma, sık sık bunalma, tükenme ve kendini ihmal etme vardır.
Aşırı işlevselliğe neden olan unsurlar, genç yaşta ailede fazla sorumluluk üstlenmek zorunda kalmak, mizaç gereği yoğun empati nedeniyle başka birinin hata yapmasından, zor duruma düşmesinden aşırı kaygı ve suçluluk duymak, yardım etme yükümlülüğü hissetmektir.
Bazen de aşırı işlevsellik, kişinin dikkatini kendi hayatından ve sorunlarından uzaklaştırmasının aracı olabilir.
Bir ilişkide sorumluluğun %95'ini üstlenen bir yetersiz işlevselle, % 105 ini üstlenen bir yüksek işlevsel varsa, aradaki fark tolere edilebilir.
Ancak fark arttıkça ilişkide daha fazla gerilim ortaya çıkar ve sorunlar başlar.
Soruna çözüm arayan hemen her zaman aşırı işlevseldir.
Yetersiz işlevsel onu, ‘’dırdırcı, baskıcı, kontrolcü’’ olmakla ve asla ‘’tatmin olmamakla’’ suçlar.
Aşırı işlevselse, yetersiz işlevseli tembel, motivasyonu düşük, amaçsız, sorumsuz diye niteler.
Buna karşılık yetersiz ve aşırı işlevsel kişiler genellikle birlikte olma "ihtiyacı" duyduklarını bildirirler.
Yetersiz işlevsel aşırı işlevsele “ihtiyaç duyar”, yoksa hayatı “dağılır.”
Aşırı işlevsel de yetersiz işlevselin kendi başına ‘’ayakta kalamayacağı’’ inancındadır.
Böylece her iki insan da önemli olduğunu ve kendisine "ihtiyaç duyulduğunu" hisseder.
İşte karşılıklı bağımlı ilişki tam da budur!
İlişkideki dengesizliği gidermenin anahtarı aşırı işlevselin elindedir.
Yapması gereken şey, yaşamının sorumluluğunu yetersiz işlevsele geri vermektir.
O kişiyi defalarca kurtarmamalı, sorumluluklarını sürekli hatırlatmamalı, fikir beyan etmemeli, hayatını yönetmemeli ve hepsinden önemlisi olacakların doğal sonuçlarına tahammül etmeyi ve suçluluk duymamayı öğrenmelidir.
Bu çok zordur çünkü yakın ilişkilerde bir kişinin yanlış seçimlerinin kötü sonuçları, diğer kişiyi de büyük ölçüde etkiler.
Ayrıca çıkarları zedeleneceği ve sorumluluk üstlenmesi gerekeceği için bu süreçte yetersiz işlevsel, kurtarıcı rolünde kalması için aşırı işlevsele baskı yapmaya, manipüle etmeye çalışır.
Aşırı işlevsel için belirlediği yeni sınırlara bağlı kalmak çok önemlidir.
Aşırı işlevsel tüm bunları başarırsa iki olasılık ortaya çıkar.
Birincisi yetersiz işlevselin yeni durumla birlikte değişmeye, sorumluluk üstlenmeye başlamasıdır.
İkinci olasılık ise, yetersiz işlevselin ilişkiden kaçıp kendisi için aşırı işlev gösterecek yeni bir kişi bulmasıdır.
Ne yazık ki, aşırı işlevsellik ve yetersiz işlevsellik orantısızlığı çok büyükse, ilişkinin sürdürülmesi son derece güçtür.
Unutmayın!
Zaman zaman hepimizin bizi önemseyen, değer veren insanlardan yardım alması gerekir.
Ancak bu durum sabit bir kalıp haline gelirse, ilişki sorunları yaşamamız kaçınılmaz olur.
Durum bu olduğunda, danışmanlık çok yardımcı olabilir.