
BİLGİ VE BİLGELİK
Doç. Dr. Şafak Nakajima
Zihinsel ve zihin kökenli bedensel hastalıkların ilaçsız tedavileri konusunda uzun yıllardır çalışan bütüncül bir hekim olarak, akılcı düşünce ve bilginin iyileştirici gücüne inanıyor, mesleğimde bu güçten yararlanıyorum. Hem hastalarım hem de halkımız için bu amaçla yazılar ve kitaplar yazıyorum. Bugün sizlere, bilgi ile bilgelik arasındaki farkı anlatacağım.
Sözlük anlamıyla bilgi, insan zekâsının çalışması sonucu ortaya çıkan düşünce ürünü; öğrenme, araştırma ve gözlem yoluyla elde edilen her tür gerçek, malumat ve kavrayıştır. Belirli bir konu hakkında netliğe sahip olmaktır.
Bilmek iyidir. Ancak bilginin iyileştirici bir güç haline gelmesi, bilgelik gerektirir.
Bilgi, öğrendiklerimizdir. Bilgelik ise gerçekleri öğrenmenin ötesine geçer ve bu gerçekleri anlamlandırmayı, daha iyi kararlar almak ve seçimler yapmak üzere doğru kullanmayı içerir.
Bilgi parçadır ve bilgelik ise bütündür.
Bilgi, ne söyleneceğini bilmektir. Bilgelikse, onu ne zaman söyleyeceğini bilmektir.
Günümüz sınırsız bir bilgi dünyasıdır ama bilgelik için aynı şeyi söylemek maalesef mümkün değil. Gerçekleri okuyarak, araştırarak ve ezberleyerek herkes bir konu hakkında bilgi sahibi olabilir. Bilgelikse, bilgiyi alır ve deneyim, değerlendirme süreçlerinden geçirerek hayata uyarlar. Şu güzel tespitte vurgulandığı gibi:
“Bilgi, domatesin meyve olduğunu bilmektir. Bilgelikse, onu meyve salatasına koyMAMAyı bilmektir."
Bazı insanlar eski deyimle malumatfuruşturlar. Bilmedikleri yoktur. Çok okur, seminerden seminere, eğitimden eğitime koştururlar. Ancak anlamlı bir bütünlüğe dönüştüremedikleri sürece bu bilgilerden yararlanamaz, kendilerini ve yaşamlarını iyileştiremedikleri için de sonunda şu “çok bilmiş” sonuca varırlar: “Bilmek iyi bir şey değil! Bilmeyen daha mutlu!”
Bilgelik, öğrenileni zihnin nasıl kullandığını anlamayı gerektirir ve zihnin kendi kendini izlemesiyle geliştirilir. Bu zihin hali psikolojide, üst-biliş ya da öz farkındalık olarak tanımlanır.
Kendi kendini gözlemleme - ya da kendini izleyen zihin – becerisinin geliştirilmesi, zihinsel ve bedensel sağlığın olmazsa olmazıdır.
Öz farkındalık, pratiğini yaparak daha iyi olabileceğimiz bir beceridir. O nedenle bilgiyi kazanmakla yetinmemeli, işlemeli, etkin biçimde hayata uyarlayabilmeliyiz.
Unutmayın; bilgi biriktirilirken, bilgelik geliştirilir.
Bilgi kaybedilebilirken, bilgelik sonsuza kadar sürer.
Birey ve toplum olarak daha iyi ve sağlıklı yaşamamız için, zihnimizi gereksiz bilgi çöplüğüne dönüştüren, ilaçlarla uyuşturan, anlamsız kurallarla, seviyesiz yayınlarla körelten değil, geliştiren, bilgilendiren ve bilgeleştiren öğretmenlere, doktorlara, toplumbilimcilere ve medyaya ihtiyacımız var.