
YAZARAK İYİLEŞMEK
Doç. Dr. Şafak Nakajima
Bir yanlışı düzeltmenin yolu öncelikle, o yanlışı fark etmekten geçer. Zihinsel yanlışlarımız için de böyledir.
Stres, anksiyete, panik, depresyon ve psikosomatik hastalıkların ilaçsız tedavilerinde uyguladığım bilinçli yaşam eğitim programıyla, hastalarımın yıkıcı zihinsel döngülerini kırarak daha akılcı, tutarlı ve anlamlı yaşamayı öğrenmelerini amaçlarım.
Bu konuda kendi başınıza da uygulayabileceğiniz pratik ve etkili bir yöntemin ne olduğunu soracak olursanız yanıtım, “günlük yazmak” olur.
İçe doğru yapılan bir yolculuktur günlük yazmak. Kendinizi tanımanın, neyin önemli olup neyin olmadığını ayırt etmenin, duygularınızı dengelemenin ve stres düzeyinizi düşürmenin iyi bir yoludur.
Günlük yazmada yeniyseniz, size bazı önerilerim olacak!
Öncelikle, hoşunuza giden bir defter edinin.
Yazdıklarınız, o gün hangi saatte ne yaptığınızı ve günlük olayları içeren bir rapordan ibaret olmasın!
İnsanlara ve olaylara karşı duygusal tepkilerinizi, kendinize ve hayata dair iç görülerinizi, ihtiyaçlarınızı, isteklerinizi, değerlerinizi ve hedeflerinizi yazın.
Günlük tutmayı, hayatınızın bir parçası haline getirin!
Günün farklı saatlerinde yazmayı deneyerek sizin için en doğru yazma zamanını bulun!
Başlangıçta önemli olan alışkanlık kazanmanızdır; o nedenle tek satır veya üç sayfa yazmanız önem taşımaz.
Çantanızda bir günlük bulundurarak, trafikte, otobüste sıkışıp kaldığınızda, günlüğünüzü çıkarıp duygularınızı, düşüncelerinizi not edebilirsiniz.
Günlükleriniz kişisel olmalı ve evinizdeki meraklıların erişemeyeceği bir yerde tutulmalıdır. Başkalarının yazdıklarınızı okuyacağından korktuğunuzda, doğruları yazmanız ve gerçek duygularınızı ifade etmeniz zorlaşır.
El yazısıyla yazmak sizi yavaşlatarak stres düzeyinizi düşürür. Mahremiyetinize saygı gösterilmeyeceğini düşünüyorsanız, defter yerine küçük kâğıtlara, bilgisayar ya da telefonunuza not alabilirsiniz.
Günlüğünüze her gün en az 10-15 dakika yazın! Bu süre, günlük yazmanın iyileştirici etkilerini hiç deneyimlememiş birine uzun gelebilir. Ancak iki ay kadar düzenli günlük tutmaya devam ederseniz, kendinize ve yaşama dair algınızın çok daha bilinçli hale geldiğini şaşkınlıkla fark edersiniz.
Günlük tutmak, inanç ve davranış kalıplarınızı fark etmenize yardım eder.
Bastırdığınız, ertelediğiniz ihtiyaç ve beklentilerinizi ifade etmenizi sağlar.
Atmanız gereken adımları düşündürür.
Olayları ve insanları yeni bir netlikle yorumlamanıza katkıda bulunur.
Bağırarak konuşulduğunda ya da birinin ağzı alkol koktuğunda ansızın hissettiğiniz ürperti ve korku gibi anlam veremediğiniz bazı tepkilerinizin, şiddet eğilimli ya da alkolik ebeveyninizle yaşadığınız çocukluk deneyimlerden kaynaklandığını, yazarken keşfedebilirsiniz.
Günlüklerinize, duygularınızı ifade etmek için yazıp belki de hiç göndermeyeceğiniz mektuplarınızı, bilinçaltınızdan mesajlar taşıyan rüyalarınızı da not edebilirsiniz.
Günlüğünüzden, kendinizi motive etmede de yararlanabilirsiniz!
Her haftanın ya da ayın başında veya doğum gününüzde, bir sonraki dilime kadar neyi başarmak istediğinizi not alın!
Sonraki dilimin başlangıcında, o şeyi ne ölçüde ve ne kadar iyi yaptığınıza bakın!
Sonuç yetersizse, gerçek dışı beklentilere sahip olup olmadığınızı, başarmak istediğiniz şeyi yapmak için yeterli zamanı ayırıp ayırmadığınıza dikkat edin!
Günlüğün doğru bir teknikle ve edebi bir dille yazılması gerekmez.
Sadece iyi bir gözlemci olmanız ve kendinizi özgürce ifade etmeniz yeterlidir.
Zihninizin akışına izin verin.
Sizi rahatsız eden, korkutan, konuşmak istemediğiniz şeyleri, nelerin içinizi acıttığını yazın!
Elbette sizi mutlu eden, şükran duyduğunuz konuları da...
Farklı duygu durumlarını farklı renklerde kalemler kullanarak ifade edebilirsiniz.
Arzu ederseniz günlüğünüzü çizdiğiniz ya da iliştirdiğiniz resimlerle zenginleştirebilirsiniz.
Günlüğünüzü, çok yakın ve güvenilir bulduğunuz, asla yalan söylemediğiniz bir arkadaşınız olarak kabul edin; onu, kalbinizin nefesiyle doldurun!
"İçinizde anlatılmamış bir hikâye taşımaktan daha büyük bir ıstırap yoktur" der, ünlü yazar Maya Angelou.
Günlük yazdığınızda, ruhunuzun fısıldayan sesine kulak verip onun hikâyesini dinler, ıstırabını hafifletirsiniz.