Doç. Dr. Şafak Nakajima
Yaşamınıza yeni giren erkeğin çocuksu coşkusu, kendini rahatça hayatın akışına bırakışı, esprileri, heyecanı, neşesi ve hep yaşadığı an ’da kalışı sizi büyüledi. Aşırı sorumluluk almaya yatkın, planlı ve disiplinli bir kadın olarak, onun hafif ruh halinin, telaşlı ve yorgun ruhunuza iyi geleceğine inanıp birlikte tutku ve macera dolu bir ilişkiye adım attınız. Ancak zaman geçtikçe ilişkinizde roller değişti. Giderek kendinizi onun sevgilisi/eşi değil annesi gibi hissedip, maddi ve manevi tüm sorumlulukları yalnız başına üstlenen kişi oldunuz. Kendinizi kötü hissettikçe, yakınmaya başladınız. Dırdırcı bir kadına dönüştünüz. O umursamadıkça siz daha fazla sorumluluk aldınız. O gevşedikçe siz gerildiniz. Çevrenizdekiler dışarıdan mükemmel bir ilişkiye sahip olduğunuzu düşünseler de siz, hiç büyümeyen bir “yetişkin çocukla” yaşarken kendinizi kaybettiğinize inanıyorsunuz. Yorgun ve bıkkınsınız. Yazdıklarımla aranızda bir bağ kurabiliyorsanız, olgunlaşmamış erkek sorunuyla karşı karşıya olabilirsiniz. Olgunlaşmamış erkekler, duygularını yönetmekte zorlanan insanlardır. Bazıları gereksiz yere ve aşırı öfkelenirken, birçoğu pasif saldırgan yollarla tepki verir. Somurtur, küser, aranıza mesafe koyar, aramaz, sormaz, söylediklerinizi, beklentilerinizi, sorumluluklarını göz ardı eder. Çoğu olgunlaşmamış erkeğin, annesiyle tuhaf, çocuksu bir ilişkisi vardır. Evlenme, çocuk sahibi olma beklentiniz onu panikletir. Cinsel yaşamı kendi odaklı yani bencildir. Zamanını sizle ya da aileyle paylaşmak yerine TV, oyun ve telefonla geçirmeyi tercih eder. Gerçekleri saklar, kolay yalan söyler. Geleceği planlamaz. Akşam evde yenecek bir şey olup olmadığı, faturaların ne zaman ödeneceği, çocukların okul sorunları aklına gelmez. Dürtüsel davranıp başkalarının yanında uygunsuz davranışlar sergiler. Bu durum mahrem bilgilerinizi ulu orta paylaşmaktan sofrada ne varsa tek başına silip süpürmeye, birini taciz edici şekilde öpmekten müstehcen şakalar yapmaya uzanabilir. Mahcup edeceğini, utandıracağını bildiğinizden, onunla toplum içine karışmaktan çekinirsiniz. Sohbeti yüzeyseldir. Havadan sudan ve çocuksu sohbetleri sever. Ciddi konuşmalardan kaçınır. Derin bir sorunu gündeme getirmeye çalıştığınızda kaçar. Gerçeklerle yüzleşmek yerine konuyu değiştirir, şakaya vurur, arkasını dönüp gider, telefonunuzu görmezden gelir ya da durumu tersine çevirip öfkelenerek sizi suçlar. Tartışma amacına ulaşamadığı gibi, sonunda özür dileyen kişi siz olursunuz. Olgunlaşmamış bir erkekle yaşamak çok yorucudur. Kadını aşırı sorumluluk üstlenmeye, baskı kurmaya, huysuzlaşmaya, erkekleşmeye itebilir. Erkekse kendisini giderek artan bir baskı altında hisseder. Sorun sadece kadın ve erkeği değil, varsa çocuklarını da mutsuz eder. Bu tablo, ilişkiler ve ailelerde sık karşılaştığımız sorunlardan biridir ve taraflar katılım gösterdiği takdirde, nitelikli bir ilişki/aile danışmanlık çalışması, çözüme katkıda bulunabilir.
“Tüm Hakları Saklıdır”